Yalnız yaşamak imkânsızdır. Toplum içerisinde yaşamak zorundayız ve toplumla ister istemez ilişkiler içerisinde oluyoruz. Genellikle de hep şu şikâyette bulunuruz.”beni anlamıyorlar ki”
Herkes, etrafındakiler tarafından sözünün dinlenmesini ve kendisinin ne yapmak istediğinin anlaşılmasını ister. Bunu göremediğinde de üzülür, darılır, yapılmaması gereken davranışları sergilemeye başlar ve huzursuzluklar alır başını gider. Çevresi tarafından sevilmeyen, istenmeyen hatta dışlanan durumuna düşer.
Evet, hep bizi anlamadılar ki deriz.
Peki, biz etrafımızdakileri anlıyor muyuz?
Onları anlamak için bir emek harcıyor muyuz?
Bir defa olsun kendimizi etrafımızdakilerin yerine koyup düşünebiliyor muyuz?
Bu sorulara ne yazık ki evet diyemiyoruz.
Hâlbuki ise bizlerde kendimizi çevremizdekilerin yerine koyarak, beni anlamadılar ki dediğimiz insanların yerine koyarak düşünsek ve olaylara ona göre karar verebilsek umarım ki, doğru karar vereceğiz, biz doğru karar verdiğimizde yanımızdakilerin de düşünceleri değişecek işte o zaman onlarda bizi anlayacak, hep birlikte huzurlu olacağız.
Biz karşımızdakinin durumunu anladığımızda yaklaşmamız, sözlerimiz, davranışımız, ilişkilerimiz daha farklı olacak, etrafımızdakilerin davranışları, hareketleri, konuşmaları da bizim gibi olacaktır. Hep benim dediğim doğrudur, inadından inadından vazgeçmediğimiz müddetçe ikili ilişkilerimizde her zaman sorun yaşayacağız, toplum tarafından her zaman dışlanan hor görülen biz olacağız. Bunun farkına varamadığımız için etrafımızdakilerin yanlış yolda olduğunu bizi anlamadığını zannederek hep hatayı etrafımıza bulacağız.
Oturup bir düşünelim.
Çevremizde onlarca insanla kavgalıyız. Mahallemizde 30 komşu var hiç biri ile iyi ilişkilerimiz yok, sokakta gördüğümüzde selam vermeden başlarını başka tarafa çevirip gidiyorlar. Kaza yapıyoruz, gelip geçmiş olsun, demiyorlar. Hastalanıp yatıyoruz, bakmaya gelmiyorlar. Şimdi kalkıp da; “ne kadar insanlar yozlaşmış, kaç gündür yatıyorum, hiç birisi gelip kapımı açmadı, nasılsın diye sormadı, insanlık ölmüş, kıyamet yaklaşmış gibi sözleri söylediğimizde acaba “ben ne yaptım da kimse kapımı açmıyor, diye düşünüyor muyuz?
Anlaşılmak istiyoruz, anlamak istemiyoruz. Bizler insanları anlamaya gayret göstermediğimiz müddetçe anlaşılmamızı beklemek beyhudedir.