Osmanlı döneminde halk kültüründe yaşananlardan bazıları günümüze göre çok farlıymış.
Neymiş bunlar diye baktığımızda,
Pencerenin önünde sarı çiçek varsa
'Bu evde hasta var.Evin önünde hatta bu sokakta gürültü yapma.' anlamına gelirdi.
Pencerenin önünde kırmızı çiçek varsa
'Bu evde gelinlik çağına gelmiş, bekar kız var. Evin önünden geçerken konuşmalarına dikkat et ve küfür etme.' anlamına geliyordu ..
Kız istemeye gelindiğinde damat adayının namaz kılıp kılmadığını anlamak için pantolonunun 'dizine' bakılırdı ..
Kahvenin yanında su gelirdi .. Şayet misafir toksa önce kahveyi alır , açsa suyu alırdı.Ona göre ya yemek sofrası hazırlanır ya meyve ikram edilirdi.
Kapıların üstünde iki tokmak olurdu.Biri kalın biri ince.Gelen bayansa kapıyı ince tokmakla vururdu.Evin hanımı kapıyı ev haliyle bile açardı. Erkekse kalın tokmakla kapıyı vururdu.Evin hanımı kapıyı ya örtünüp açar ya da Bir mahremi ( kocası vs .. ) açardı ..
Peygamber efendimiz (S.A.V)'in 63 yaşında vefat etmesinden dolayı, 63 yaşını geçmiş büyüklerimiz yaşları sorulduğunda 'Haddi aştık' derlerdi.
Yolda küçük büyüğünün önünden yürüyemezdi.
Fitre zekat Ramazandan önce Şabanda verilirdi. Fakir fukara Ramazana erzaksız girmesin diye.
Esnaf Ramazan ayında toplanıp gerçek bir ihtiyaç sahibinin 'borç defterini' kapatırdı.
Beyler, konuştukları veya gözleri kaydıkları hanımlarla buluşmaya gidince hediye olarak 'ayna' alırdı. Ki bunun anlamı: 'Sana senden daha güzel verebilecek bir hediye yok.' demekti.