Sosyal Medya ve Gerçeklik
Günümüzde sosyal medya; yaş, cinsiyet, eğitim veya sosyal statü fark etmeksizin herkesin hayatının merkezinde yer alıyor.
Bir zamanlar yalnızca gençlerin iletişim kurduğu bu platformlar, artık çocukların oyun alanı, yetişkinlerin haber kaynağı, yaşlıların ise sosyalleşme aracı haline geldi.
Bu yaygın kullanımın ardında, kullanıcıları âdeta hipnotize eden ve gerçekleri görmelerini engelleyen bir mekanizma yatıyor.
Sosyal Medya Bir "Dijital Hipnoz" Aracı mı?
Araştırmalar, sosyal medya platformlarının kullanıcıların dikkatini çekmek ve mümkün olduğunca uzun süre platformda tutmak üzere tasarlandığını gösteriyor.
Psikologlar ve davranış bilimciler, bu platformların dopamin salınımını tetikleyerek bağımlılık yarattığını belirtiyor.
Her beğeni, yorum veya paylaşım, beyinde geçici bir mutluluk hissi uyandırıyor.
Kullanıcılar bu hissi tekrar yaşamak için sürekli olarak platformlara geri dönüyor. Bu durum, bir nevi hipnoz etkisi yaratıyor.
Sosyal medya, kullanıcıların zaman algısını bozarak saatlerce sanal dünyada kaybolmalarına neden oluyor.
Öyle ki, bir videoyu izlemeye başlayan kullanıcı, kendisini saatler sonra farklı içerikler tüketirken bulabiliyor.
Gerçekleri Perdeleyen Filtreler
Sosyal medyanın en tehlikeli yanlarından biri, kullanıcıları "alternatif gerçeklik balonlarına" hapsetmesi.
Algoritmalar, kullanıcıların ilgi alanlarına ve önyargılarına göre içerik sunuyor. Bu da kişinin yalnızca kendi görüşünü destekleyen bilgilerle karşılaşmasına, farklı perspektiflerden uzaklaşmasına yol açıyor.
Örneğin, belirli bir siyasi görüşe sahip olan bir kullanıcı, sürekli olarak kendi düşüncesini pekiştiren haberlerle besleniyor. Karşıt görüşler ya hiç gösterilmiyor ya da olumsuz bir şekilde sunuluyor. Bu da, toplumda kutuplaşmayı derinleştiriyor ve diyalog kanallarını tıkıyor.
Çocuklar ve Yaşlılar: Yeni Bağımlılar
Eskiden sosyal medya denince akla yalnızca gençler gelirdi. Bugün ise durum değişti.
Çocuklar, henüz zihinsel gelişimlerini tamamlamadan bu platformlara maruz kalıyor. TikTok, Instagram ve YouTube’da saatlerce vakit geçiren çocuklar, dikkat dağınıklığı ve odaklanma sorunları yaşıyor.
Yaşlılar ise sosyal medyayı bir iletişim aracı olarak benimserken, aynı zamanda dezenformasyonun hedefi haline geliyor.
Bazı sosyal medya gruplarında hızla yayılan asılsız haberler, genç yaşlı ayırımı yapmadan her kesimin yanlış bilgilerle hareket etmesine neden oluyor.
Peki Ne Yapmalıyız?
1. Bilinçli Kullanım: Sosyal medyada geçirilen süre sınırlandırılmalı. "Dijital detoks" yaparak gerçek dünyayla bağlantıyı koparmamak gerekiyor.
2. Algoritma Farkındalığı: Gördüğümüz içeriklerin bize özel olarak seçildiğini unutmamalı, farklı kaynaklardan haber almalıyız.
3. Çocukları Korumak: Ebeveynler, çocukların sosyal medya kullanımını kontrol etmeli ve onlara alternatif aktiviteler sunmalı.
4. Yaşlıları Bilinçlendirmek: Aileler, yaşlı bireylere doğru bilgi kaynaklarını öğretmeli ve şüpheci olmalarını sağlamalı.
Geç Olmadan Uyanma Vakti
Sonuç olarak, sosyal medya hayatımızı kolaylaştıran bir araç olabilir; ancak kontrolsüz kullanıldığında bir "dijital hipnoz" aracına dönüşebilir. Gerçekleri görmek için bu perdeyi aralamak ve bilinçli hareket etmek artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldi.
Unutmayalım ki, gerçek hayat, renkleri ne olsun ekranların ardında değil, tam da şu an yaşadığımız yerde.