Kış mevsimi, eski dostlarımızı hatırlatan, soğuk havalarda sıcak anılarla dolu, özel bir zaman dilimidir.

Özel Bir Mevsim

Kış mevsimi, eski dostlarımızı hatırlatan, soğuk havalarda sıcak anılarla dolu, özel bir zaman dilimidir.

Boyabat’ın soğuk sokaklarında, ince ince yağan karın eşlik ettiği akşam yürüyüşleri, çocukluk günlerine götürür beni.

Elleri üşümüş ama yüreği sımsıcak olan insanlar, sokak başlarındaki pastahane ve kahvehanelerde sıcak ıhlamur ve sahlep kokusuyla karşılanır.

Küçükken, pencereden dışarı bakıp yağan karı izlemek en büyük keyfimdi. 

Kar tanelerinin usulca yere düşüşü, sanki zamanı yavaşlatır, her şey bir anda sakinleşirdi. 

O anlarda, ailecek soba başında toplanır, büyüklerimizden dinlediğimiz masallarla hayâl dünyalarına yolculuk ederdik.

Haftasonu ve 15 günlük kış tatili geldiğinde, okul çantaları bir kenara bırakılır, kızak kaymak, kartopu oynamak gibi eğlenceler başlardı.

Koca bir senenin yorgunluğu, kışın verdiği huzurla silinirdi âdeta. 

Ah, o eski kışlar... Kim bilir kaç yıllık hikâyeler saklıdır beyaz örtülerin altında?

Şimdilerde ise, teknolojinin getirdiği kolaylıklarla, evde kalmak ve sıcacık çayın eşliğinde eski dostlarla çevirimiçi sohbetler yapmak bir başka keyif. 

Her ne kadar modern dünya bize farklı güzellikler sunsa da, kar yağarken sokakta yürüyüş yapmanın, eski kahvehanelerde bir fincan kahve eşliğinde anıları yâd etmenin tadı bir başkadır.

Kış mevsimi, geçmişin sıcak anılarını bugüne taşıyan bir köprü gibidir. 

Her kar tanesi, her soğuk rüzgâr, eski günlerin birer hatırası olarak yüreğimizi ısıtır. 

İşte bu yüzden kış, her zamankinden daha anlamlı ve daha özel bir mevsimdir.

Eski kış günlerinde, aile büyüklerimizin anlattığı hikâyeler, bugün bile aklımdadır. 

Büyükbabamın karlı yolları aşıp eve geldiğinde, sobanın başında anlattığı anılar, kışın en güzel süsleriydi.

O zamanlar, büyüklerimizin deneyimlerini dinlemek, kışın getirdiği sessizlikte daha anlamlı gelirdi. 

Buz tutan camların arkasında, sobanın keyfi başka bir dünyaya açılan kapı gibiydi.

Günümüzde, kışın getirdiği zorluklar teknolojinin desteğiyle azalırken, nostaljik anılarımız da bir o kadar kıymet kazanıyor.

Eski kışların hâtıraları, şimdiki zamanla harmanlanarak, rûhumuzu besleyen değerli hikâyelere dönüşüyor. 

Karla kaplı sokaklarda yürüyüş yapmak, eski bir dostu ziyaret etmek gibi, dondurucu soğuğa rağmen insanın içini ısıtan bir eylemdir.

Kışın getirdiği yalnızlık hissi bile, aslında bir içe dönüş ve kendini bulma fırsatıdır.

Soğuk hava, dışarıda geçirilen zamanları kısıtlasa da, iç mekânlarda geçirilen zamanların değerini artırır. 

Aileyle birlikte geçirilen anlar, sıcak sohbetler, ortak anılar, kış mevsiminin en büyük armağanlarıdır.

Sonuç olarak, kış mevsimi sadece bir hava durumu değil, aynı zamanda bir duygusal ve ruhsal yolculuktur. 

Her kar tanesi, her soğuk rüzgâr, bize geçmişin tatlı anılarını hatırlatır ve yeni anılar yaratma fırsatı sunar.

Bu nedenle kış, hem geçmişi hem de geleceği kucaklayan, zamanın durduğu ve anıların canlandığı özel bir mevsimdir. 

Kışın getirdiği huzûr ve sükûnet, rûhumuzu dinlendiren ve içimizi ısıtan bir balmumudur.