Toplum Mühendisliği ve Tahsin Bey.
Hayatımıza sürekli olarak yeni kavramlar ve buluşlar girmektedir. Kavramların çoğu toplumda kullanılmasa da mütemadiyen bu böyledir ve bunlardan bir tanesi de ”toplum mühendisliği” kavramıdır. Bu kavramdan yola çıkarak emekli bürokrat Tahsin beyin toplum üzerindeki düşüncelerinden bahsetmek istedik.
Tahsin Bey küçük bir köyde 8 çocuklu bir ailenin 5.Çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Diğer köy çocukları gibi 13-14 yaşlarına kadar köyde mal davar peşinde koşmuş iki yılını da kuran kursunda okuyarak geçirmiştir.
İlkokula dokuz yaşında okuryazar olarak başlamıştır. Çünkü İlkokula kayıt yaptırdığında 9 yaşında ve iki yıl okuduğu kuran kursunda okuma yazmayı öğrenmişti. Sınıf öğretmeni bu dahi çocuğu keşfetmiş ve bir ay sonra da ikinci sınıfa geçirmişti.
İlkokulu bitirdikten sonra başkente gelerek hem çalışma hemde okuma imkânları aramış, çeşitli zorluklarla karşılaşmış olsada azim ve gayretle orta lise üniversite derken lisans seviyesinde öğrenimini tamamlamıştır. Kamu görevi almak için girdiği imtihanda 700 kişi arasından sıyrılarak 3.olmuş ve hemen ataması yapılmıştır. Göreve başladıktan sonra da başarılı memur amir ve üst düzey bürokrat olarak yaş haddinden emekliliğini tamamlamıştır.
Tahsin Bey memuriyet süresince bulunduğu makamlarda iş ve sonuç odaklı ilkeli ve disiplinli çalışmalarla göz doldurmuş bulunduğu görevlerde fikri sorulan adam olmuştu. İş disiplininde işi o kadar ileri götürmüş ve odasına “Disiplin Çalışmanın Sigortasıdır” levhası bile asmıştır.
Tahsin Bey güzel giyinen çok okuyan günlük tutan şiir yazan edip ve düşünce adamlarını takip eden hoş sohbet bir adamdır. Hoş sohbet olduğu kadar da kuralcıdır. Görevi esnasında uyuşuk davranan çözüm odaklı çalışmayan hımbıl ve ideolojik arkadaşlarını hiç sevememiş iş disiplini kurallara uymuş ve çalışanların da ayni düzeyde olmasını hep arzu etmiştir.
Çalıştığı Bakanlıkta mali mevzuat “Bütçe Harcama belgeleri yönetmeliği, harcama kalemleri ve ihaleler üzerinde eğitimler vermiş; Kanun ve ikincil mevzuatı satır, satır ezberlemiş bir bürokrattı.
Mükemmeliyetçi yapısı ile her şeyin en seri, mükemmel ve en güzel şekilde yapılmasını isterdi. Yaş haddinden emekli olunca da, emekliliğe bir türlü adaptasyon sağlayamamış barut gibi bir adam olmuştu. Sabahları erken kalkıp günlük yürüyüşlerini ihmal etmeyen yürüdüğü alanlarda köpek gezdiren ve çevreyi kirleten insanlara karşı önyargısı vardı.
Parklarda oturan ve argo kelimelerle birbirlerine takılan ihtiyarlara içten içe hep kızar ve ne sorumsuz lakayt adamlar diye onları yererdi. Ve kendi kendine “toplum mühendisliği” diye bir laf vardı acaba ben omu oluyorum dediği de olurdu..
Bu kadar titizliğine rağmen çokta yufka yürekli idi. Bir gün evinin yakının da bulunan yufkacıdan iki bazlama almak ister. İçeri girdiğinde kulağın ile omuzu arasına telefonu kıstırmış bir bayan konuşup dururken Tahsin beyde sabırla beklemektedir.
Kadın telefon konuşmasını bitirmeden Tahsin beye dönerek ne istediniz şeklinde kafasını sallar. Tahsin ben iki bazlama der kadın konuşmasını kesmeden bazlamaları sarar ve ağır hareketlerle paranın üstünü verir.
İkinci gün ayni dükkâna girdiğinde ayni manzarayla karşılaşınca artık duramaz. Kızım ne bu laubalilik dünde ayni şeyi yaptın bugünde ne sorumsuz insansın bu kadar aymazlık olurmu? Ne bu vurdumduymaz tavır diye çıkışır kadına.
Dükkân sahibi girer araya ve durumu yatıştırır. Tahin bey ekmeğini alıp çıkınca sakin kafa ile düşünür ve o yufka yüreği parçalanır adeta.
Bu bayan işten çıkarılırsa diye günlerini harap eder. Birkaç gün burnundan solur ve kendi kendine mırıldanır, bu toplumun vurdumduymaz tavrı ne olacak diye. Ve bu iş yaparken telefon konuşma olayını epey kişiye anlatır.
Aradan iki üç gün geçmişti ki yine bir vesile uğrar o dükkâna. O bayan işçinin çalıştığını görünce rahatlar yüreği ve kızar kendine “toplum mühendisliğine” ne gerek var kaç gündür üzülüyorsun diye seslenir iç dünyasına.
Evet Tahsin beyi anlıyor ve insanlarında dikkatli olmasını, başkalarına da saygı göstermesini arzu ediyoruz.
Selam ve dua ile hoşça kalın.