(Kapıldım Gidiyorum Bahtımın Rüzgârına.)
ŞARKILARIN GİZEMİ
(Kapıldım Gidiyorum Bahtımın Rüzgârına.)
Boğuşup durduğumuz gündemin dışında; bir yazıyla size merhaba demek istedim. Sonra da yazımızla baş başa!
Yazı Konusu : “Şarkıların Gizemi:”
Öncelikle giz/gizem sözcüğüne bakalım: “Varlığı ve bazı yönleri açığa vurulamayan” (gizli tutulan) yakınlık hissiyat, sevgi veya daha da ileri tutku olarak anlamlandırılan; “gizem” sözcüğünden yola çıkarak, “Şarkıların Gizemi” başlıklı yazıyı okurken 'giz' denkleminde ki derin hissiyatı anlayacağınızı umuyorum.
Her aşığın bir maşuku; her şiirin bir sebebi (ve) her bestenin bir güftesi vardır. Şair ve şiirinde kendine özgü içinde sırlar barındırdığı (bir) hikâyesi vardır. Zevk sahibi şairler şiir ve şarkı makamlarını ortaya çıkarırken (belki de) farkında olmadan, ilgi duyduğu güzellerden esinleniyordur.
Necip Fazıl Kısakürek “Çile” kitabında şairi tarif ederken, “Arı bal yapar, fakat balı izah edemez. Ağaçtan düşen elma, arz cazibesi kanunundan habersizdir.” der.
Birçok eserin içinde barındırdığı “sırrı” müellifin de bilemediğini, (biz de) bu açıklamadan anlıyoruz.
Ama meydana getirdiği şiir/güfte (veya) şarkı, ortaya çıktığında binlerce insanı ve kitleleri etkiliyor.
Bir örnek: Güftesi Orhan Seyfi Orhon’a ait Yusuf Nalkesen’in muhayyer kürdi şarkısı “Veda Busesi.” bu şarkıyı dinlediğimde çok etkilenirim. Belki de güfte yazarının, (Büyükada’da) vefat ettiği zaman yakının da bulunmamın üzerimde bıraktığı etkidendir.
Ama başka şarkılarda da aynı hissiyatı yaşadığım anlar olur. Birçok şarkıyı dinlediğinde, diğer insanlar gibi bilinmezliğe doğru giderim.
Belki de şahsımda bu hal biraz daha sıklıkla olur ve farkında olmadan, akla gelmeyen duygular yaşarım.
Edebiyata ilgimi bilen (bir) dost şarkının gönlümdeki izini biliyormuş gibi; bana (bir ileti) gönderdi. Gelen iletide, önceden sözlerine aşina olduğum bir şarkı bulunuyordu.
Güftesi Ömer Bedrettin Uşaklıya bestesi, Kaptanı zade Ali Rıza Bey’e ait “Kapıldım Gidiyorum Bahtımın Rüzgârına.” adlı şarkıydı.
Gönül defterimde kaydı olan bu şarkıyı son olarak Şevval Sam’ın sesinden dinlemiştim. Şarkının başka hikâyesi olsa da, sözlerinden dönüşü olmayan bir yola çıkışın, Hicaz makamında sunulan hikâyesi olduğu anlaşılıyor.
Nedendir bilmiyorum ama şarkıyı dinlerken; Atatürk’ün Fikriye ve Latife Hanımlara (olan) ilgisini düşündüm. Yıkılan imparatorluğun külleri arasından devlet çıkarmayı başaran bir adamın..! Akşam sofralarında yaşadığı yalnızlık(ruhen)la, Anadolu’nun birçok yerinde farklı nedenlerle bunalımlara düşen insanların açığa çıkarılamayan aşk hikâyelerini gönlümde sırlarıyla yaşadım.
O şarkı nağmelerinden çıkan ahengi meydana getiren sözlerin hasret ve hüzün içinde dert yumağı haline gelişini ve gönülleri tahrif edişini tahmin ettim.
Bir keman sanatçısının bestelediği “Gizli Aşk Bu Söyleyemem derdimi hiç kimseye.” şarkısını hatırladım.
Bu bestekârın otuz sekiz yıl (sır) gibi sakladığı hislerini (gizli aşkının) Emel Sayın’a olduğunu geç de olsa açıkladığını! Açıklamadan önce o duygu adamının (ne) bunalımlar yaşamış ve (ne) zorluklar çekmiş olabileceğini düşündüm.
Sezai Karakoç’un “Mona Roza ’da” ki, (Bir bakışın ölmem için yetecek.) sözündeki iç sesi ve aşkının büyüklüğünü (Benim aşkım sığmaz öyle her saza.) diye anlatışını ve içinde barındırdığı (sır) perdesini araladım...
Ayrıca her eserin, içinde barındırdığı “Giz/Gizem’i.” zorlanmadan görebildim.
Bu yazıyı, bir sohbet sonucu kaleme aldım.
Konuşma dönüp dolaşıp şarkıların “giz ’ine” gelmişti. Bir dostun, “Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgârına” şarkısını ileti olarak gönderdiğini ve Şevval Sam’ın bu şarkıyı güzel icra ettiğini söyledim.
Yanımda bulunan arkadaş: “Daha önce size, bir şey anlattım mı?” diye sordu.
“Ne gibi?” dediğim de:
“…bu şarkı bizim şarkımızdı ve gönlümde hüzünlü bir hikâyesi vardı. Sen bahsedince, haberin varda, hatırlasın diye konu etti sandım.” dedi.
Bu durumdan sonra şarkıların insan üzerindeki ortak özelliğini daha iyi anladım. Bende de hatıraları var dediğimde: “Benim içinde hatıra ve gönlümde kalan bir ‘Yadigâr’ ötesini boş ver.” dedi.
Bende işin, (içinde ki) “gizem-i” koruyarak sizlerle paylaştım. Belki de sizi geçmiş hatıralara götürdüm.
Hoşça kalın.
Nezih Yıldırım.2013
(Şarkının Sözler)
Kapıldım gidiyorum, bahtımın rüzgârına.
Ey ufuklar diyorum, yolculuk var yarına.
Ayrılık görünmüşken, yar tutmuyor elimden.
Misafirim bugün ben, gürbet akşamlarına.
Not: Yazı, Daha önce, Halk Edebiyatı Dergisinde yayımlandı.