ARABEKSTE GÜZELMİŞ
Türkiye’ye kara günler yaşatan, 1980 darbesinin yıl dönümü. Her kişinin bazı rutinleri vardır, bizim evinde değişmez kahvaltı saati08,30-09,30 saatleri arasıdır.
Diğer günler gibi bugünde, başucu kitaplarıma bakıyordum, sevgili ‘refikam’ “kahvaltı hazır”diyerek benisofraya davet etmişti.
Sofrada bulunanlardan yedik içtik. Kahvaltı sonunda içilen keyif çayını yudumlarken, telefondan interneti açtım; ilk karşılaştığım, Emel Sayın’ın kaseti oldu. Orhan Gencebay’ın, “bir daha âşık olmak mı tövbeler olsun” şarkısını söylüyordu.
Müziğe karşı var olan ilgimi artıran bu söyleyiş bir anda beni gençlik yıllarıma götürdü. Aramızda kalsın da, gençliğimde Orhan Gencebay gibi söylerdim şarkıların çoğunu.
O anda yaşadığım hisle işin orijinali olsun diye Orhan Gencebay’ın kendisini açtım.
Başta “Bir teselli ver” ve “nerde boynu bükük bir garip görsen, hor görme kim bilir ne derdi vardır" gibi birkaç şarkısını dinledim kendi sesinden Orhan’ın.
Bir zamanlar(Turgut Özal’a kadar) bu şarkıların yasaklandığını ve TRT repertuarına alınmadığını ve ne kadarda yanlıştı diye düşündüm.
Çocukken oynadığımız “beştaş” oyunu için “Allah taş yağdırır" diyen büyüklerimizi. TRT'de ki yasakla beştaş oyununu mukayese etmeye çalıştım. En çoktakontrol altında tutulmaya çalışılan gençlik yıllarımızı düşündüm.
Bugün bazı şeyleri kişisel beceriksizliğime bağlasam da birçok şeyi, uygulayıcıların yanlışı olarak yorumlarım kendimce.
Bunları düşünürken çocuklarıma karşı yapamadıklarımı da bilirim aslında ve okumasını dün tamamladığım, Kazım Karabekir Paşanın “ÖĞÜTLERİM” adlı kitabından da bahsetmek isterim ayrıca.
Bu kitapta insan yaşamına dair faydalı bilgiler bulunduğunu gördüm ve yetkili olsaydım, öncelikle bir komisyon marifetiyle, bu kitabı gözden geçirtir, tüm liselere ders kitabı olarak okuturdum diye düşündüm.
Çünkü kitap içeriğini zengin buldum ve neredeyse dokunmadığı konunun bırakılmadığını gördüm ve de beğendim.
Konumuz kitap değil ama faydalı şeylerin tanıtılması önemli. Bizim ve önceki kuşakların birçok şeyden mahrum bırakıldığını ve tek tip insan yetiştirme ilkesine kurban edildiğini düşündüm.
Yazı girişinde,12 Eylül 1980 darbesinin yıldönümünden bahsettim ve Orhan Gencebay’ın arabeskini dinlerken, yasaklanmasınaakıl erdiremedim.
Düşünce dünyamdan geçenleri de sizle paylaştım ve yasaklı günlere inat arabesk dinledim..!
Ve bir kez daha anladım “ARABEKSİN GÜZELLİĞİNİ.”
Hoşça kalın.
Nezih Yıldırım