GEZİ YAZILARIM

(Kocaeli programı)

Allah devletimize zeval vermesin. Ülkemizin her bir bölgesi ve her ili ayrı bir cennet güzelliğinde. Devletimize hizmet ederken devlet sayesinde  hemen hemen tüm Türkiye’mizi ve biriki Avrupa ülkesini gezmiş bulunuyoruz. İstisnasız demeye yakın gittiğim her ilin gezi notlarını yazıyor ve genelde gazetemizde veya sosyal medyada sizlerle paylaşıyorum.

Çünkü memleketimizde gördüğümüz zenginlikleri paylaşarak gidemeyenlerinde o il hakkında bilgi sahibi olmalarını arzu ediyorum. İki hafta önce “Sinop Programını” bir hafta öncede “Kırşehir programını”  ile ilgili kaydettiklerimi paylaşmıştım.

Bu yazımda ise Kocaeli’ne dair gözlem ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Kocaeli’ne gideceğim zaman sanata düşkün biri olarak ilk aklıma gelenlerden biri; Büyük Türk müzecisi ve çok önemli ressamı olan “Kaplumbağa terbiyecisi” nin ressamı Osman Hamdi beyin 26 yıl yazları yaşadığı evini ve Eskihisar/Gebze müzesini görmek istemiştim. Birde Fatih Sultan Mehmet Han’ın Otağı olarak bilinen Gebze’deki Çeşme ve Namazgâh ile İzmit’teki Atatürk ve Redif Müzesini görmek istemiştim.

Bu düşüncelerle Türkiye’nin coğrafi sınırları dar olan ve ekonomik olarakta en büyük bulunan Kocaeli’mize 11 Ekim 2018 günü geldim.

Geldiğimde ilk olarak otelimize yerleşip bir iki saat dinlendim. Kafamdaki program dâhilinde İl merkezinde bazı yerleri görme imkânım oldu. Memleketimizin büyük parklarından “Kent parkı” gördüm.

Zaman ve imkân elverdiği ölçüde genel bir gezi yaptım. Akşamsa Otelimiz de Ankara’dan gelen eğitim müdürümüz Saniye Yıldırım ve diğer illerden eğitime gelen arkadaşlarla hep birlikte hasbi hal ettik. Ve ertesi günün programlarıyla ilgili konuştuk. Kültür ve Turizm İl Müdürümüz Adnan Bey ve Şube Müdürümüz Mahmut Yamaç beyefendiler  de çok alaka gösterdiler.

12 Ekim günü ise saat 09.00 da Eğitim programına başladık dilimizin döndüğünce 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 Sayılı Kamu İhale sözleşmeleri Kanunu ve ikincil mevzuat üzerine gün boyu eğitim yaptık.

Tabi ki eğitim mali mevzuat olunca biraz sıkıcı olabiliyor bu durumu gidermek için aralarda edebi sohbet ve aralara serpiştirilen şiirlerle personeli sıkmamaya çalıştım.

Derse geçerken bendenizi tanıtan/sunan arkadaşım bizim yazar  ve şair olduğumuzu söyleyince o arkadaşı teyit etme babından;

Söze aşağıdaki şiirler girdim.

YOKSULLUK BANA

Bir lokma peşinde koşup giderken.

Sevdim bir güzeli kapıldım erken.

Yıllarca peşinde koştuğum derken.

Sevdim yar etmedi yoksulluk bana.

Kanunlar yazıldı töre bozuldu.

Engel bir değil ki sıra dizildi.

Hiç Yüzüm gülmedi bağrım ezildi.

Sevdim Yar etmedi yoksulluk bana.

Dildarem de beni sevdimi  bilmem.

Akar boncuk boncuk yaşımı silmem

Ömrümce gülmedim daha da gülmem.

Sevdim yar etmedi yoksulluk bana.

Diyerek bu şiirimle söze başladım. Ve hemen mevzuata daldım.

Öyle oldu ki arkadaşlardan biri “Hocam bir buçuk saat oldu” dedi. “Evet, arkadaşlar ben gözlerinize bakarak devam ettim ama hiç uyuyanınız olmayınca saat ayarını kaçırmışım“ dedim.

Ve bu güzel atmosferde bir günün eğitimini tamamladık.

Çevre illerden ve ilçelerden gelen tüm arkadaşlarım derse ilgi gösterdiler. Ve yapılan anketlerde göstermektedir ki çok faydalı bir Hizmet içi eğitimi oldu.

Akşam mesai bitiminde kardeşim Mahmut Yamaç beyin rehberliğinde Kocaeli’ni gezdik.

Ertesi günü ise güzel anılarla ayrıldı.

Hoşça kalın.

Nezih yıldırım.