GEZMEK/GÖRMEK/YAZMAK!....

Gizemli üç kelime, “Gezmek/Görmek/Yazmak” Bunlardan  ”Gezmek” ve “Görmek”

İnsanoğlunun en çok arzuladıklarından ikisi. Herkes “gezmeyi” ve “görmeyi” arzu eder. Hani İnsan sevdiği bişeye dokunmak ister ya aynen onun gibi!...

Evet, insan gezer ama çoğunlukla gezdiği yerleri dikkatle incelemez “malayani” (boş) bakışla süzer ve geçer, yani gördüklerini algılayamaz.

Bazıları da vardır, “gezmelerinde ve bakmalarında” bile bir gaye bir uyum vardır.

Bunlar olaylara da toplum gözüyle bakarlar ve “Model” adam olma kıstaslarıyla toplumun ufkunu açmaya çalışırlar ve zorluğuna rağmen gördüklerini kaydederler.

Buda bakma ile görme arasındaki farkı ifade eder, “görüp” de yazanların ayrıcalığını ortaya çıkarır.

Kendisi bir Rus yazar olan Grigory PETROV “Beyaz Zambaklar Ülkesi” (bir milletin dirilişi) adlı eserinde toplumların liderlerini anlatırken Cariyle’nin “Kahramanlar ve Tarihte Kahramanlıklar” adlı eserine atıf yapıyor ve toplumların öncüsü “Model” adamların, “Liderlerin” çıkışını, bulut kütlelerinden çıkan yıldırımlara benzetiyor.

Ve “…ne zaman bulut kümesi, elektrik oluşturursa yıldırımda kendiliğinden oluşur. Eğer bulutlar elektrikle yüklü değilse, hiçbir zaman şimşek veya yıldırım oluşmaz, yalnızca bulut nemli bir buhar halinde kalır. Milletlerde böyledir. Eğer bir millet büyüklük ve kahramanlık özelliklerini taşıyorsa ondan yıldırımlar çıkar, kahramanlar doğar.” diyor.

Grigory PETROV “Beyaz Zambaklar Ülkesi” (bir milletin dirilişi) adlı eserini Finlandiya’nın kalkınmasını konu ederek kaleme almış küçük hacimli ve güzel bir kitap olarak ortaya çıkmıştır.

Kitabın tamamı 97 sayfa dır.Ama muhteviyatı zengin okumanın yazmanın ve kültürlü adam yetiştirmenin önemini ifade eden türden.Geleceğe dair  milletlerin kalkınmasını ve toplumun kalkınmasını anlatıyor.

 İyi insan olma ve başkalarına yük olmama yolunda öğüt veriyor. Sonuçta fert olarak sorumlu ve dikkatli olmanın ülke kalkınmasıyla bağını kuruyor.

Bizde yaşadığımız toplumda faydalı insan olma yolunda “Gezmeyi/Görmeyi ve Yazmayı” önemli kılan faktörler üzerinde durmak istiyoruz.

Giden hafta Boyabat’ta idik.”Gazetemizin” (İnternet) 7.Kuruluş yıldönümü geride bıraktı. Gazetemize emek verenler bir yemekte buluştu. Gazetemizin geleceği hakkında kıymetli görüş açıklandı. En azından yazarlarımız bir araya geldi ve birbirlerini daha yakin tanıma fırsatı buldu.

Bendeniz Kişisel olarak çok memnun oldum. Yemek ve Yemekten sonra Boyabat Belediyesi Çay bahçesinde içilen sohbetli çaylar çok güzeldi. Temennimiz Gazetemiz İdarecileri bu tip faaliyeti belli aralıklarla yaparlar ve böyle ortamlar oluştururlar. Bana gör faydalı oldu.

30 Haziran 2012’de ise Hanoğlu Köyü Şenliğine katıldık. Şenlikte uzun yıllar göremediğim bazı arkadaşlarımı gördüm. Ankara’dan İstanbul’dan kalkıp köyümüzde şenlik var diye gelmişler.

Katılım yüksekti. Programı dikkatle inceledim. Aslında insanımız çok sade düz ve “naif.” Bazıları birey olma yolunda geliştiğini sanarak kendilerinde kültürel bir değişiklik olduğunu göstermeye çalışıyorlar.

“Karganın kekliği taklit ederken yürümeyi şaşırması gibi”.Ama genel olarak insanımızın özünü koruduğu da görülüyor!..

 En çok hoşuma gidende insanımızın cömertliğinde ve ikramında bir şeyin eksilmediğidir.

Gerek Hanoğlu köyünde, gerekse iki gece kaldığım Cuma köyünde insanımız, kovalarla süt ve ayran getirmeye ve mevya ikram etmeye çalışıyorlar. İnsanımızın bu cömertliği doğrusu beni düşündürmüştür.

            Başlığımıza gelince “Gezmek/Görmek ve Yazmak” Gezmek güzel, insanı zindeleştiriyor.

Bakmak da güzel insanın ufkunu açıyor. Yazmak ta daha güzel, bu günü gelecek kuşaklara taşıyor.

O halde, eksiklerimize rağmen “Gezelim/Görelim ve Yazalım”

Hoşça kalın!....

                                                   Nezih Yıldırım

Not 6 yıl önce yazılmış bir yazıdır.