ÖMER HAYYAM !..
İnsanların ömür boyu edindiği dostlukları vardır. Çoğu kez basit meseleleri bile o dostlarla paylaşmak isterler. Hani incir çekirdeğini doldurmaz tabirinden derler ya onun gibi bir şey.
Aslında güzeldir dertleşebileceğin bir dostunun bulunması. Ama insanların dost edindikleri her zaman “insan” olmaya bilir. Bazen bir kitap bazen de farklı nesneler olabilir ve keder dağıtma yöntemleri veya alışkanlıkları olabilir insanın.
Bendeniz de bunaldığımda gene olarak yalnızlığı seçerim/severim. Canımı sıkan konulara takılırım çoğu kez.
İçlendiğimde şairlerin hayat hikâyeleri ve şiir kitapları olur bana yakın yoldaş.
Birçok şairin kitaplarına başvurularım olur ama bunlardan az sayılamayacak kadar şiirlerine takıldığım Ömer Hayyam’dır.
.Bu haftaki yazımızda da, sizleri Ömer Hayyam’la buluşturmak istedim. Ömer Hayyam filozof, matematikçi ve astronom olan,10.yy.lın başlarında yaşamış, kimine göre iyi bir Müslüman, yazdığı şiirlerinde şaraba çok yer verdiği sarhoşluğu öne çıkarıp aklın fesada uğramasına çalıştığı için kimine göre de iyi bir “kâfir” (dinsiz) kabul edilmektedir.
Bizde bu yazımızda Ömer Hayam‘ın şiirlerinden alıntılar yapıp, cemiyet durumundan bahsedeceğiz.
Aslında Ömer Hayyam, bizim Mevlana’ da olduğu gibi dönüşün mutlak Allah’a olduğunu kavramış.
Ruh ve beden ilişkisinden bahsederek, cesedin toprak olacağına ve topraktan dönüşle, yeniden ruhla birleşeceğine iman etmiş biri olarak iki dünyalı sistemi savunan iyi bir filozoftur.
Şiirlerine bakıldığında;
“Ovada her kızıl lalenin teni
Bir padişahın kanıyla beslendi
Yerden biten şu menekşe yokmu?
Bir güzelin yanağındaki bendi.”
“İnsan bastığı toprağı hor görmemeli
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili
Duvara koyduğun kerpiç yokmu? Kerpiç
Ya bir şah kafasıdır, ya bir vezirin eli”
Demek suretiyle yeniden dönüşü anlatmaya çalışmıştır.
Cennet cehennem ilişkisine de açıklık getirerek,
“Her şey senin elinde, irade sende, o halde neden günah işlettin,
Her şey senin elindeyse, cennet niye cehennem niye”
gibi sorgulamalarda “kâfir” damgası yemesine sebep olmuştur.
Mal mülk düşkünlüğünü de hoş görmeyen Hayyam.
“Mal Mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer canlarından bezerler,
Öyleyken ne tuhaftır yine de övünür”
Onlar gibi olmayana adam demezler.
Mısralarıyla mal mülk düşkünlerine eleştirel bir bakış sergilemektedir.
Diğer şair ve düşünürler gibi ölüm üzerine de kafa yoran, Hayyam.
“Varlığın sırları saklı bende
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben
Bizimki perde arkasında dedi-kodu
Bir indimi perde, ne sen kalırsın, ne de ben.
Bir geldi mi derin ölüm uykusu.
Biter bu dünyanın dedikodusu
Ölenden bir haber bekler insanlar.
Ne söylesin bilmez ki ne olduğunu.
Ömer Hayyam toplumun değer yargılarınıda aşağıdaki dörtlükle açıklamaya çalışmıştır.
Ve sanki bu günü dile getirmektedir.
Dünya da akla değer veren yok madem.
Aklı az olanın parası çok madem.
Getir şu şarabı, alsın aklımı
Belki öyle beğenir bizi elalem.
Hoşça kalınız.
Nezih Yıldırım 5.5.2019
Not; Okurumun Ramazan-ı şerifini tebrik ediyorum.